22 Ocak 2015 Perşembe

UYKUSUZ ANNE

Uyuyamıyorum. Belden aşağım ile üstünü ayırmak istiyorum. Çünkü bacaklarım tuhaf şekilde rahatsız. Hani sanki şu huzursuz bacak sendromu dedikleri şey var ya öyle bir şey gibi…

Bacağım rahatsız, uyuyamadıkça sesler dayanılmaz, loş ışık ise delirmeye geri sayım gibi sanki. Bir nevi işkence hali. Ali’nin yanımda olması nedeniyle de bir kasılma hali. Kablosu dolanmasın, uyanmasın endişeleri.

Saat 04.01… gözümü bile kırpmadım.

Ruh halim de bunu istiyor gibi… Uyumamak istiyorum. Gülmemek. Hatta konuşmamak kimseyle. Giderek daha çok susmak.  Gittikçe içe dönmek. Ruhum bana bunu yapmaya çalışıyor. Bende gönüllü gidiyorum.

Hiç kimse ellemesin beni, kimseler yardım etmesin. İçime içime ağlayayım istiyorum. Yalnız olmak istiyorum. Tek açlığım her türlü yiyecek ve kitaplara. Okuyup okuyup susarak iyileşmek istiyorum. Başka çarem yok. Hiçbir söz iyi gelmiyor.

Sözler beni insanların anlayamayacağı kadar çok üzüyor. Olmadık cümleler burnumu sızlatıyor. Başka bir şey yapamıyorum. Eskisi gibi, ruhumun bildiği gibi gidemiyorum. O kapıyı çarpıp gidememek bazen o kadar zorluyor ki insanı. Her şeyi unutuyor, gerektiğinde her şeyi yutuyorsun sırf o var diye.  Ağız dolusu lafın varken susuyorsun. Çünkü söylemek gitmeyi gerektirir. Susuyorsun.

Gün doğacak birazdan. Ben bugün de uzun uzun susmayı planlıyorum.

Herkese günaydın…


BNÇ

2 yorum:

  1. Sen susarak da çok şey anlattın hep! Sen konuştun aslında, ben bildim.
    Şu anda bile çok iyi okuyorum satır aralarını...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendimizi bildiğimizden beri birbirimizi de biliyoruz. İşte tam da bu yüzden çok şanslıyım.

      Sil