Kafamda bir tuhaflık var…
Evet, Orhan
Pamuk’un son kitabının ismi. Şu anda da onu okuyorum. Konusuyla yakından
uzaktan bir ortak noktam olmamakla birlikte, isminde adeta kendimi buluyorum.
Çünkü benimde kafamda bir
tuhaflık var. Yaşadığım dönem sebebiyle anlaşılabilir tabi ama ben sebebinden
çok çözümünü bulmak istiyorum.
Adlandıramadığım tuhaflığım
şöyle: Hastanede kendimi gereğinden fazla iyi hissediyorum. Hatta kafa
dağıtayım diye dışarı çıktığımda nasıl mutsuz, keyifsiz dönüyorum anlatamam. Boğazda
balık veya en sevdiğim kafede bir tatlı, beni şurada odamda şu an olduğu gibi
Ali’yi uyutup kahvemi içip bir şeyler okumak veya yazmak kadar tatmin etmiyor.
Tamam, çok uzun süredir buradayım ama burayı bu kadar “yuva” bellemenin
psikolojik bir çözümlemesi olmalı.
Daha tuhaf olanını söyleyeyim.
Eve gitmek istemiyorum. Şu 2 ayda 2 kere toplasam 3 saat evde bulundum. Hele
sonuncu gittiğimde öyle soğuk ve uzak geldi ki… Hem fiziki anlamda hem duygu
anlamında soğuktu. Ali’nin odası boştu. Evdeki son anılarım pek hoş değildi.
İyi hissetmedim ve özlemediğimi fark ettim.
Hastanede yine tuhaf bir şekilde
düzen kurduğumu farkettim. Daha önce de bahsettiğim gibi az eşya, küçük hayat
mutluyum sanki. Doktorlar, hemşireler yanı başımızda. Bundan mıdır bu kadar
güvende hissetmem acaba!
Sanki kendime yeni bir hayat
kurmuşum da eskisini istemiyor gibi hissediyorum. Bu konuyu bugün bu kadar
düşünme nedenim ise doktorumuz haftaya Çarşamba 2 haftalık bir ara
verebileceğimizi söyledi. Bende kendimi ne yapacağımı bilmez halde buldum.
Sevineceğime kafam karıştı. Korkular, endişeler sardı. Düşünüp duruyorum.Neden böyleyim
acaba?!
BNÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder