23 Haziran 2015 Salı

DİLEĞİM GERÇEK OLDU (!)

Çok sık plan yaparım. Hobimdir plan yapmak. Hedefler koyarım, fotoğraflar biriktiririm, notlar alırım. TO-DO LIST merakım meşhurdur. Bunun için birde özel defterler alır, büyük bir heyecanla yazarım. Hazırladığım planları haftalık iş planlarına bölerim. Bayağı bir mesleki deformasyon hali.

Yazınca, hedefe ulaşmada yolu yarılamış olurum zaten. Artık beynim farkında olmadan o hedefe doğru koşulları oluşturur. Yaptıkça üstünü çizerim, zevkle!

Yine onlardan biri gerçekleşti, ancak bu şekilde olacağını bilseydim diler miydim emin değilim!

Geçen yıl, bu yılı bir nevi iletişim yılı ilan edeceğimi yazmıştım. Hakkını veremediğim arkadaşlıklarım, dostluklarım vardı. Zamanı iyi yönetemediğim için sürdüremediğim iş ilişkilerim… İstediğim ama göremediklerim, aramak isteyip arayamadıklarım. Bu yıl daha özenli olacağım ve herkesle daha sık görüşüp en sosyal, en arkadaşlı, eşli, dostlu seneyi geçireceğim dedim kendime.

Hakikaten geçirdim de… 1 ay içinde hayatımdaki tüm insanlar film şeridi oldular etrafımda. Hem de ben kılımı kıpırdatmadan. Sanki hastanede değiliz de düğün evindeyiz. Hem öyle çoğuz, hem öyle sımsıkıyız, neşe doluyuz sanki. Kalabalık sofralar, evlerden taşınan yemekler, hediyeler, dualar, neler…. İnanılmaz bir şekilde. Bir gün değil, her gün hem de..

Hayat tuhaf… Bu kadar çok dostum, arkadaşım, sevenim, sevdiğim olduğunu hatırlamama sebep bu hastalık olacakmış meğer. Dileğim oldu mu oldu. Böyle olacakmış.

Dostluğu yeniden öğrenecekmişim. Tabi dost olmayanları da görecekmişim. En yakın ama en uzakları, 

Bu sınavın ne çok öğretisi varmış. Ne kadar eksikmişim ben. Ne çok arkadaş, dost biriktirmişim, biriktirmişiz. Toplandığımızda meğer dünya edermişiz.

Yıllardır görmediğim arkadaşlarım, ailemiz, komşularımız, dostlarımız, değer verenler… Hatta yabancılar. Hiç tanımazken dert ortağı olduklarımız. Hatta bu sayede sıkılaşan, yeni başlayan dostluklarımız… Küslerle barışmalarımız, şaşkınlıkla sarılmalarımız, birlikte ağlamalarımız…

Hayat böyle. Başına gelebilecek en kötü olay bile nice güzel an yaşamana sebep olabiliyor. Gerçekten de arkadaşlık böyle günde belli oluyor!

BNÇ


8 Haziran 2015 Pazartesi

BİLMEM KAÇINCI GECE NÖBETİ

İnsan hiçbir şey için plan yapmamalı. Hastaneye gelirken ne zaman ki çıkış planı yapsak mutlaka çıkamıyoruz. Ne zaman sırt çantası ile gelsek en az 3-4 gün kalırken, bavulla geldiğimizde aynı gün geri döndüğümüz oluyor. O yüzden artık plan yapmamayı ama temkinli olmayı öğreniyorum. Mecburen...

Yine sırt çantası ile geldiğimiz bu gecede yarın çıkacağımızı sanıyorken önce yarın çıkamayacağımız, sonra Çarşamba da çıkamayacağımız söylendi. Tam ah vah derken,  bu gece ateşi çıktı ve çıkışımız bilinmeyen bir tarihe ertelendi.

Evet, yine o zehir gecelerden birindeyiz. Çok uzun süredir gözüm gibi baktığımdan, kapı dışarı çıkmadığımdan, kendime bile sporcu gibi iyi baktığımdan olsa gerek hastalanmamıştı. Ben mi gevşettim yoksa değerlerin düşüklüğü mü sebep bilmiyorum. Enfeksiyon bağıra çağıra geldi bugün.

İnanmak istemediğimden neredeyse hastanenin bütün aletleriyle ateşi ölçüldü. Bana kabullenmek kaldı. O kadar ilaç üzerine yeni antibiyotikler, ateş düşürücüler, durum tespiti için yeniden alınan kanlar, hem bize hem ona uykusuz bir gece…Bir de üstüne tedavi gecikme endişesi. 

Sınav öyle kolay geçmiyor. Duygusal, fiziksel, ruhsal her açıdan sağlamlığım test ediliyor. Olsun, biraz düşüp biraz kalkıyorum. Olacak diye çok korkunca başıma geliyor ama gelince de kalkıyorum bir şekilde. Bu yüzden sorana kısaca idare ediyorum diyorum. Aksi halde çok uzun cümleler kurmam gerekecek.

Ama tabi yorgunum. Net. Bazen hemşirelere şu ilaçlardan bana da verseniz de biraz uyusam dediğim olmuyor değil.

Neyse sırası değil, bu gece nöbet var. 

Sabır. Az kaldı. Ali iyileşsin. Sıra bana da gelecek. Elbet gamsız gamsız uyuyup bende iyileşeceğim.