31 Aralık 2014 Çarşamba

Hastane Odasından Yeni Yıla Merhaba!

Bugün yılın son günü. Hastanedeyiz. İnsan günün birinde yeni yıla bir hastane odasında gireceğine ihtimal vermiyor. Daha doğrusu aklına gelmiyor. Ama aklına gelmeyen başına gelebiliyor. Gerçekten hayat her gün karşımıza yeni derslerle çıkabiliyor. Biz bu ders karşısında dimdik ayaktayız. Oğlumuzun iyi olacağına gönülden inanıyoruz. Aksini düşünmüyoruz bile. Burada, hastanede 45 gündür, tıbbi işlemler ve doktorlar yokken evimizdeymiş duygusuyla yaşamaya ve Ali'ye de bu duyguyu hissettirmeye çalışıyoruz.

Bugün de yaslanıp paslanmayı düşünmüyoruz. En azından odamızda çekirdek ailemizle şükrederek, bir arada olduğumuz için mutlu olarak geçireceğiz. Güzel dilekler dileyeceğiz, dua edeceğiz. Bu arada da daha önce hiç fırsatını bulamadığımız şekilde televizyon seyredip, fındık-fıstık yiyeceğiz.

Dileğim, yeni yılda öncelikle tüm çocuklar, sonra büyük küçük bütün evlatlar sağlıklarına kavuşsun. Oğlumun bundan daha güzel bir sürü yeni yıl anısı olsun. 2015 hepimize uğurlu gelsin, güzel haberlerle, çok mutlu bir yıl olsun!

BNÇ

30 Aralık 2014 Salı

Yeniden Merhaba


Bu noktada yeniden bir merhaba demek gerekiyor diye düşündüm…

İlk 3 yazıya baktığınızda giriş tarihleri ile yazılış tarihler arasındaki zaman farkı dikkatinizi çekebilir. Çünkü yaklaşık 9 ay önce açtığım “Amatör Anne”  bloğuna bu dönemde sadece 3 yazı girme fırsatı bulmuştum. Şu anda ise 15 aylık kısmen daha tecrübeli bir anne olduğumu söyleyebilirim. 

Kazandığım tecrübe zamanın uzunluğu ile ilgili olmasa da, kısa zamanda çok fazla şey yaşamamız ile ilgili bir tecrübe bu maalesef. Böyle bir tecrübeyi Allah hiçbir anneye yaşatmasın dilerim.

Bir süredir oğlum ALL lösemi tedavisi görüyor…

Bende bu dönemde yeniden yazmaya başlamak istedim. Arada yazıp giremediğim birçok yazım da vardı. Günlük annelik maceramız devam ederken bu hastalığı yaşayan annelerle de ortak bir paylaşım olsun istedim. Çünkü ben bu süreçte işin tıbbi yanı dışında, bu yeni hayat ile ilgili çok fazla gerçek bilgi edinemedim. Belki çok sayıda olmadığından, belki paylaşacak bir durumda olmadıklarından… ama bu noktada bir eksik ve ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü ilk öğrendikten sonra acınız bir nebze dindiğinde sizi nasıl bir hayatın beklediğini merak etmeye başlıyorsunuz. Bu noktada tabiî ki hiçbir hasta birbirine benzemiyor, tedaviler, belirtiler, yan etkiler, seyir ve günlük yaşam birbirinden çok farklı olabiliyor. Bu noktayı verdiğim her bilgide tekrarlayacağım çünkü çok önemli. Ama yine de bir nebze faydalanan olursa diye zaten yazmakta olduklarımı paylaşmak bana da iyi gelecek.

Bu yeni merhaba ile bloğun ismini de değiştirdim. “Eyvah anne oldum!” sanki daha uygun oldu bu döneme:) Hem de bir iletişimci olarak daha içime sindi.

Henüz 45 gününü geride bıraktığım 3 yıllık macerama hoş geldiniz diyelim…


BNÇ 

Bebek İle Seyahat

01.07.2014


Bebeğiniz henüz 1 yaşına gelmeden onunla seyahat etmeye karar verdiyseniz cesur bir yapınız olduğuna bahse girebilirim, ya da henüz başınıza geleceklerden habersiz bu kararı vermiş deneyimsiz bir anne olma ihtimaliniz de var. Yaz seyahatleri aşağı yukarı bitiyor ama bu yazı henüz gitmemiş olanlar veya kış seyahatleri için fikir verebilir elbette.
Ben 4 aylık hamileyken bir ABD seyahati yaparak cesaretimi kanıtlamıştım ama bebeğim 9 aylıkken de bir Bodrum seyahati ile taçlandırayım bu durumu dedim.

Giderken yaptığımız hazırlıklara değinmem gerekirse; öncelikle arabamızı eşimin kardeşi ile değiştirerek model büyüttük. Bizim için en elzemi orada bebeğimin uyku konusunda bize sorun çıkartmamasıydı. Bebeğimi doğduğundan beri kendi yatağında yatırdığım hatta 6. aydan beridir de kendi odasında ve kendi kendine uyumasını sağlayabildiğim için gurur duyuyordum açıkçası. Ancak bu işin bir kötü tarafı var ki başka yere gidince evdeki saltanat bitiyor. Bu nedenle riske atmayacak ve yatak götürecektik. Bir park yatak edindik ve alıştığı yastıklarını, battaniyesini falan da almayı unutmadık.

Düşününce; bir park yatak, puset, bebek arabası, mama sandalyesi, o gün yiyecekleri için bir portatif buzluk bir de günde kaç posta değişen kıyafetleri içeren bir valizimsi çanta aldık. Bize pek yer kalmadı tabi. İkimiz bir çantaya sığıp, arabada ayakları da topladık mı tamamdır. Ne de olsa onun rahatı bizim rahatımız demekti. Biz bir terlik 3-5 tshirt ile bir haftayı geçirebilirdik.

Arabaya baktığımızda Almanya’dan göç ediyor gibi görünüyorduk, eve gittiğimiz için mutfak alışverişi de yapınca komşular bizi yıllık kalmaya geldik sandılar haliyle.
Bu kadar emeğe değdi mi derseniz tartışılır. Beklentinize bağlı. Ben biraz daha durumu öngördüğümden daha mutluydum ama erkekler için kaldırılması bir parça zor tabi. Yani huysuz ve çocukla pek ilgilenmeye gönüllü olmayan bir kocanız varsa böyle bir tatili bir daha düşünün derim.

Rutinimiz, sabah 8 kalkış, bebeğimin kahvaltısı, onu uykuya yatırınca bizim kahvaltı etmemizle başlıyor. Tekrar 12 gibi uyanınca meyvesini yemesi, çantasını hazırlamak devam ediyor ve çıkmamız 1’i bulabiliyordu. Güneş çok tepede olduğu için denize gidemeyip alternatif gezi rotaları üzerinde durmak öğlen yemeğini onun da yiyebileceği bir ev yemekleri lokantasında yemenin ardından güneş çekilince denize gidiyorduk. Yanında sıcak su termosu taşımak, plajda mama yapmayı falan saymıyorum zaten herkes bunu biliyor. Sonra da akşamüstü eve gelip duş faslı, mama zamanı derken bizimki 20.00 gibi uyuyordu. Sonrası, TV ve müzik sesi olmadan, evde parmak uçlarında gezinmek ve akşam yemeklerini evde yemek demekti. Bir akşam balkonda otururken “neyse canım en azından Bodrum’da balkonda oturuyoruz, evde de olabilirdik” diye kendimizi eylediğimizi hatırlıyorum.
En zorlusu ona konfor sağlamak adına bazı keyiflerden feragat etmek ve çanta, bebek arabası içeren yükü her daim taşımaktı. Tabi bunu neyse ki zorunlulukla değil, ebeveyn içgüdüsü ile içten yapıyorsunuz da o kadar koymuyor.

Tabi bu tablo ile birkaç gün geçince dönsek mi dediğimiz çok oldu. Sonra biraz şartları gevşetmeye karar verdik. Ders çıkarılması gereken nokta bence burası. Tatilin ortası itibariyle kontrolü ele aldık ve “biz ona değil, o bize uysun canım” şeklinde bir isyan noktasına geldik.  Sağlığına dokunmayacak şekilde programımızı revize ettik. Örneğin sabah uyanır uyanmaz denize indik, kahvaltılarımızı orada yaptık. Öğlende bebek arabasında uyuttuk biraz uzun sürse de. Bebek arabası sürerken kitap okumak gibi bir formül ile kendime keyifli hale getirmeye çalıştım. Bana tuhaf tuhaf baktılar ama olsun. Ben mutluydum. Sonra yemek yeme düzenimizi ne bulursak yemek şeklinde bir parça gevşettik. Bebeğim de sağ olsun her şeyi yedi. Akşamları da dışarı çıkmaya karar verdik, uykusunu arabada uyusun, uyumazsa geç uyur dedik. Bu kısım biraz sıkıntılı oldu ama onun dayanabildiği kadar Bodrum balıkçılarından nasibimizi aldık.

Bu şekilde de her şey çok kolay olmuyor tabi, kuralları bozmanın getirdiği dezavantajları yaşıyorsunuz ama siz de keyif aldığınız için katlanma gücünüz artıyor. Hem daha dayanıklı hem daha mutlu ebeveynler oluyorsunuz.

Bu maceradan çıkarttığım birinci ders; Beklentinizi çok yüksek tutmayın, gideceğiniz mekanda aileniz yanınızda, sessizlik, bir kahve sizi memnun etmeye yetsin. İkinci ders ise, kurallar iyidir ama duruma, zamana ve mekana göre esnetilebilir. Hem kendi mutluluğunuz hem de aile huzurunuz dolayısıyla bebeğinizin yaşadığı ortamın huzuru için hayatınızı kolaylaştırın ve biraz rahatlayın.

BNÇ

Farklı Doktorlar + Farklı Fikirler = Kafası Karışık Anneler

25.03.2014


Bebeğim doğduğu günden beri tüm rutin kontrolleri doğduğu özel hastanede aynı doktorda yaptırıyoruz. Yardımcı doçent olan tecrübeli doktorumuzun bebeğimin sağlığı ile ilgili tüm yönlendirmelerini koşulsuz kabul etsem de bakımı ile ilgili önerilerini önce kendi akıl süzgecimden geçirmeyi ihmal etmiyorum. Şanslıyım ki bugüne kadar aklıma yatmayan, fikir ayrılığı yaşadığımız bir durum olmadı. Ama yaşasaydık da bunu anlardım zira okuduklarım ve dinlediklerim bana her annenin olduğu gibi her doktorun da farklı yöntemleri olduğunu öğretti.
Bu nedenle doktorunuz, bir yerlerde okuduğunuzdan, bir önceki bebeğinizde uyguladığınızdan, en yakın arkadaşınızın doktorundan farklı bir beslenme biçimi önermiş, ateş için başka bir ilaç vermiş veya başka türlü bir uyku düzeni tavsiye etmiş olabilir. Bu, ikisinden birinin hatalı olduğu veya daha az bildiği anlamına gelmiyor. Sadece yöntemler farklı.

Ancak bazı anneler ve hatta bazı doktorlar bunu olağan karşılamak yerine sizin veya doktorunuzun neredeyse tarihi bir hataya imza attığınızı ima edip sizin de kafanızı karıştırıp kenara çekiliyorlar. Evet, bunu neredeyse herkes yapıyor. Birbirimizi geliştireceğimiz yerde genelde birbirimizin kafasını karıştırıyoruz.

Bugün yaşadığım buna çok basit bir örnek: Başta bahsettiğim gibi 6 aydır her ay dönümünde kendi doktorumuza gidiyoruz. Bu ay ise sadece aşılar için sağlık ocağına gitmeye karar verdik. Bilmeyenlere bilgi olsun. Özel hastanelerde aynı aşılar için yüklü ücretler alınırken, sağlık ocağında bebeğinize bu aşıları bir sosyal hak olarak ücretsiz yaptırabiliyorsunuz.
Tabi aşıları yaparken oradaki hemşire biraz gerekliliğinden, biraz da meraktan bazı sorular sordu. Kilosuna, boyuna, aldığımız ek besinden, aşılar yüzünden ateşi çıkarsa alacağımız ilaca kadar yorum yaptı. Tabi bu yorumları, verdiğim cevapları, kullandığım yöntemleri beğenmediğinden yaptı.

Örneğin; ateşi çıktığında doktorumuz hemen ilaca başvurmamayı, 38'i geçerse fitil vermeyi önerirken, devlet kurumu daha ateş çıkmadan önlem olarak şurup vermeyi öneriyor. Doktorumuz bütün sebzeleri önce tek tek tanıması için tek başına buharda haşlanmış şekilde ilk ayı bir tadım ayı olarak geçirmesini önerirken, devlet kurumu neden sebze çorbasına başlamadınız diyor. Özel kurum aşıları ayrı zamanlarda yaparken devlet kurumu aynı gün hepsini yapıyor. Tabi bunları çoğaltmak mümkün. Hepsinin geçerli bir nedeni var ve ikisi de yanlış değil.

Sıkıntı bunların söylenmesi değil zaten. Hatta söylemeli ki bende eksik varsa tamamlama şansı bulmalıyım. Ancak burada eleştirdiğim durum tavır. Bu diğer doktorun ve annenin yaptıklarının yanlış olduğunu ima eden hal, annenin kafasını karıştırıyor, hatta üzüyor. Anneler de bunu birbirine yapıyor. Buradan çıkan 2 ders;

1.Anneler bunu birbirinize yapmayın!
2.Sizi bu durumda bırakan bir doktor, bir hemşire dahi olsa kafanız karışmasın!


Ben böyle yapıyorum bir zararı var mı diye sorabilirsiniz şüpheniz oluşuyorsa tabi. Önemli olan tercih ettiğiniz doktorunuza güvenmek ve önerdiği yolu kendi aklınız müsaade ettiği müddetçe uygulamak. 

BNÇ

Merhaba

25.03.2014


Tüm yeni annelere merhaba,

Ben 6 aylık, henüz çok yeni sayılabilecek bir anneyim. 6 aylık Ali isminde bir oğlum var. Bu bloğu benden daha yeni annelere bir ışık, bir fikir olur amacıyla açtım. Bazen hislerimi, bazen oğlumun özel anlarını bazen de deneyimlerimi not alan birisiyim. Neredeyse çocukluktan beri günlük tutuyorum. Doğumdan beri de hem kendime not, hem de oğluma anı olsun diye yazıyorum. Her ne kadar teknolojinin içinde birisi olsam da benim için yazmak; kalem-kağıt demek. Ama bu deneyimler bende kalmamalı diye düşünüyorum. Bu yüzden burayı açtım. Her ne kadar her deneyim o anneye ve bebeğe özel olsa da belki birilerinin işine yarar diye umuyorum.

Aslında her bebek tek, her anne tek… Yaşananlar tek. Yeni bir anne gördüğümüzde çoğunlukla kendi bildiklerimizin doğruluğundan emin olarak fikirlerimizi aktarma hatta bazen dayatma hevesine tutulsak da herkesin deneyimi kendine doğru. Bu doğrular bebeğe, anneye hatta onların hayat koşullarına göre farklılaşabiliyor. Herkes kendi doğrusunu oluşturuyor.
Ama her annenin gittiği bu farklı yollar tek bir hedefe varmak istiyor hep. Sağlıklı bir bebek, sorunsuz beslenme ve uzun uykular… Gerisi teferruat!

Bende bu 6 aylık süreçte sık sık böyle deneyimleri dinledim, okudum. Muhtemelen bebeklerimiz yetişkin olana dek de devam edecek bu bilgi paylaşımı ihtiyacı. Bu şekilde akla yatan fikirler uygulanacak veya başkalarının da sizin yaşadıklarınızı yaşadığını görmek bir nebze olsun rahatlatacak.

Bende kendi ihtiyacımdan yola çıkarak belki bir faydası dokunur umuduyla yazdıklarımdan ve bundan sonra yaşayacaklarımdan notlar paylaşmaya başlayacağım. Yani şu ana kadar aldıklarımı yeni annelere vermeye çalışacağım.

Fikirlerim, önerilerim başkalarının doğrularını çürütmek için değil, doğruları çoğaltmak için. Zaten yardım istemeyene, sormayana fikirlerimi dayatmaya, hatta söylemeye bile hevesli biri değilim. Zira anneler bu konuda biraz hassas oluyorlar. Bu nedenle bu blog gönüllü fikir isteyen annelere gelsin 

BNÇ