30 Temmuz 2015 Perşembe

SON DURUM… YENİ DÖNEM... RADYOTERAPİ…

Toplamda 3 yılı bulacak olan tedavimizin 8 aydan fazlasını geride bıraktık. Kış, ilkbahar geçti, yaz geçiyor, yeni yıl geçti, bayram geçti,  200 güne varan bir süreyi belirli aralıklarla hastanede geçirdik. Hala daha da geçiriyoruz. Son yatıştan bu yana 50 gün oldu. Neresi olsa benimsersin. Benimsedik, sahiplendik, ev bildik. Hastalar komşumuz, hemşireler, hastabakıcılar arkadaşımız oldu. Evimizi bile unuttuk. Tedavinin en yoğun zamanlarını bu şekilde tamamladık.

Şimdi yepyeni başka bir evre başlıyor. Radyoterapi. Adı bile tüylerimi diken diken eden.  Baştan beri en korktuğum. Radyoterapi, 3 yaşından küçük çocuklar için önerilmeyen bir tedavi yöntemi olmasına rağmen T hücreli ALL teşhisimizden dolayı doktorumuz tarafından yapılması zorunlu olduğuna karar verildi. Bu konuda söz,  bu alanda uzmanlaşmış radyasyon onkoloğunda. Tedaviyi reddetme hakkımızın saklı olduğunu söylese de önermediğini ekledi. Bende böyle bir şeyi göze alamayacağımı belirttim.

Başına gelenler, bilgi sahibi olmak isteyenler için bahsetmek istiyorum zira ben bu konuda yazılı hiçbir örnek/bilgi bulamamanın eksikliğini yaşıyorum.

Kemik iliğinden temizlenmiş kanser hücrelerimizin beyin, sinir sistemi ve üreme organlarına yerleşerek, yeniden faaliyete geçmeye çalışmalarını önlemek için radyoterapi yapılması gerekiyor.
Tümörlü kanser türlerinde direk tümör odaklı radyoterapi verilirken, lösemi söz konusu olunca beyine ışınlama yapılıyor. Çünkü kanser hücreleri omurilikteki beyin sıvısında saklanabiliyormuş. Zaten üredikleri yer burası. Ayrıca lösemi tekrarlamasa bile beyin ve erkek çocuklarda üreme organları en riskli bölgeler olarak adlandırılıyor. Alınan kemoterapiler beyne yeterli düzeyde ulaşmadığından protokolün belirlediği zamanlarda anestezi altında beyine belden iğne ile kemoterapi ilacı göndererek koruma yapılıyordu. Işınlama da bunun bir parçası. Beyni olası tehlikeden korumak için yapılması gerekiyor.

Radyoterapi, Ali kadar küçük çocuklarda çok tercih edilmese de çeşidi nedeniyle zorunluysa veya beyin tümörü varsa yapılmak zorunda kalınabiliyormuş. Çok örnek var mı derseniz yok. Bu nedenle olumsuz yan etkileri açısından istatistiki bilgi vermeleri pek mümkün olmuyor. Olası zararlar var mı? Var. Sonuçta almasa da olası zararlar var. Bu nedenle kendimi bu kararı verecek güçte hissetmiyor ve teslim oluyorum.

Ama ben bu olasılıklara girip ne kimsenin ne de kendi tadımı kaçırmak istemiyorum. Zira Ali bunu da atlatacak hiçbir etki almadan. Zaten bu riskler göz önüne alınarak dozlar milimetrik ayarlanıyormuş. Verilebilecek en düşük doz verilecekmiş. Toplam doz üzerinden yapılan hesaplamaya göre 10 gün boyunca alacak. Hafta sonları hariç 2 hafta sürecek. Kıpırdamaması gerektiği için her gün anestezi altında alacak. Anestezi alacağı için her gün 5-6 saat açlık gerekecek. Yani yine yeni bir mücadele etabında birlikteyiz. Ama benim küçük Super Mario’m  puanları toplayıp bu oyunu da bitirecek.:)

Yarın ön hazırlık olarak yine anestezi altında kafası için hazırlanacak plastik bir nevi şapka için kalıp alacaklar, sonra da tomografi çekilecek. Sabah 7’de kahvaltı edip, 13.00’e kadar aç kalması lazım. İşlemler bitince 14.00 gibi acıkmış bir şekilde uyanacak ve sonra bütün hafta sonu özgürüz. Kemoterapi yok, kablo yok, anestezi yok. Ablaları gelip en fazla ateş, tansiyon falan bakacaklar. Bizde keyif yapacağız. Pazartesi kan değerleri ve her şey yolundaysa da seanslar başlayacak. 

Dualarınızı eksik etmeyin.

sevgiler,
BNÇ

1 yorum:

  1. merhaba,
    internette kaybolmuş şekilde all hakkında bilgi ararken ulaşabildiğim tek türkçe blog bu oldu. 1,5 aydır bir başka türle boğuşuyoruz. bir anne olarak kendi kaybolmuşluğuma çözüm ararken çok sayıda destek verici yayın, e-book ve bilgi topladım, iletişime geçmek isterseniz mail ile paylaşabilirim.
    dualar ve en güzel dilekler sizinle olsun.

    YanıtlaSil