İnsan hiçbir şey için plan
yapmamalı. Hastaneye gelirken ne zaman ki çıkış planı yapsak mutlaka
çıkamıyoruz. Ne zaman sırt çantası ile gelsek en az 3-4 gün kalırken, bavulla
geldiğimizde aynı gün geri döndüğümüz oluyor. O yüzden artık plan yapmamayı ama
temkinli olmayı öğreniyorum. Mecburen...
Yine sırt çantası ile geldiğimiz
bu gecede yarın çıkacağımızı sanıyorken önce yarın çıkamayacağımız, sonra
Çarşamba da çıkamayacağımız söylendi. Tam ah vah derken, bu gece ateşi çıktı ve çıkışımız bilinmeyen
bir tarihe ertelendi.
Evet, yine o zehir gecelerden
birindeyiz. Çok uzun süredir gözüm gibi baktığımdan, kapı dışarı çıkmadığımdan, kendime bile sporcu gibi iyi baktığımdan olsa gerek hastalanmamıştı. Ben mi
gevşettim yoksa değerlerin düşüklüğü mü sebep bilmiyorum. Enfeksiyon bağıra çağıra
geldi bugün.
İnanmak istemediğimden neredeyse
hastanenin bütün aletleriyle ateşi ölçüldü. Bana kabullenmek kaldı. O kadar
ilaç üzerine yeni antibiyotikler, ateş düşürücüler, durum tespiti için yeniden
alınan kanlar, hem bize hem ona uykusuz bir gece…Bir de üstüne tedavi gecikme
endişesi.
Sınav öyle kolay geçmiyor. Duygusal, fiziksel, ruhsal her açıdan sağlamlığım
test ediliyor. Olsun, biraz düşüp biraz kalkıyorum. Olacak diye çok korkunca
başıma geliyor ama gelince de kalkıyorum bir şekilde. Bu yüzden sorana kısaca idare ediyorum diyorum. Aksi halde çok uzun cümleler kurmam gerekecek.
Ama tabi yorgunum. Net.
Bazen hemşirelere şu ilaçlardan bana da verseniz de biraz uyusam dediğim olmuyor
değil.
Neyse sırası değil, bu gece nöbet var.
Sabır.
Az kaldı. Ali iyileşsin. Sıra bana da gelecek. Elbet gamsız gamsız uyuyup bende iyileşeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder